Biz insanların yaşamına geriye doğru baktığımızda uzun zaman işaret dili, vücut dili kullanmışız. Üzülünce ağlamış, canımız acıyınca bağırmış, sevinince gülmüş, korkunca yerlere kapanmış ya da kaçıp gizlenmişiz. Derken çıkardığımız sesler hareketlerimizle birleşmiş söze dönüşmüştür. Doğadaki sesleri, ritimleri de taklit eden insanlar süreç içinde sözü, sazla buluşturup bu ritimleri müziğe dönüştürmüşlerdir.