Yaşadığı trajediden sonra tüm geçmişini ardında bırakarak yeni bir başlangıç yapmak için Hindistan'a giden Léna, etrafındaki her şey uykudayken okyanus kıyısında yüzmeyi alışkanlık hâline getirir. Her sabah gittiği ıssız kumsalda, küçük bir kızı yalnız başına uçurtmasıyla oynarken görür. Kız o kadar ufak tefek, o kadar cılızdır ki onu vahşi kuşların ipine asılarak uçan Küçük Prens’e benzetir. Çocuğun, balıkçılardan başka kimsenin ayakta olmadığı bir saatte, neden orada olduğunu merak eder.
...