İlkgençlik yıllarımdan bu yana hemen hep geceleri yazdım. İlkin, İkinci Dünya Savaşı nedeniyle yaşanan karartma gecelerinde camlara yapıştırılmış ışık geçirmez lâcivert yağlı kâğıtlarda kederli, esrarengiz hayaller göre göre. Televizyonsuz zamanların iççekim filmleri. Gaz lambalarının –daha sonraları gecelerin kâtibi unvanını verdiğim idâre lambalarının– solgun ışığına teşekkürlerle yazdım. Hastaları, yaşlıları, çocukları, hayal ve umutları bekleyerek ağır ağır olanı biteni kayda geçiren geceler ...