Kaç yaşına gelmiştim, hâlâ bir arabam yoktu. İşe otobüsle gidip geliyordum. Ama Pazarlama Müdürü Erkut Bey'in arabası vardı, çünkü o mühendisti. O İTÜ mezunuydu, ben Açıköğretim'i zar zor on yılda bitirmiştim. O şirkete para kazandırıyordu, ben ise hiçbir şey kazandırmıyor, sadece para harcıyordum. Bir insan istese başarıdan bu kadar uzak bir hayat yaşayamazdı.
Tüm bunlar yetmezmiş gibi, akşam bir de canım hiç istemediği hâlde Nermin'le buluşacaktım. Evinizde olur da bir karafatma gö ...