İnsanoğlunun tarihi incelendiğinde, hiçbir insan topluluğunun din şuurundan yoksun
olmadığı görülür. Ne var ki her insan toplumu insanoğlunun kendi varlığı ile eş olan bu dini
durumu zaman ve mekân ile doğup büyüdüğü çevrenin şartlarına göre değişik suretlerde
ifade ve tatbik etmiştir. Bütün bu şartları göz önünde bulunduran Kur'an, insanın doğruyu
nasıl bulacağının yöntemini düşünsel ve eleştirel bir biçimde göstermeyi üzerine almıştır.