17. ve 18. yüzyıllarda serpilip gelişen burjuva toplumunun oluşumunda, sömürgelerden elde edilen kahve, çikolata, baharat, tütün gibi keyif verici maddeler çok açık bir işlev üstlenmiştir: burjuva ruhuna uygun bir beden yaratmak.
Deyim yerindeyse bu maddeler insan fizyolojisini burjuva ideolojisinin taleplerine göre dönüştüren kimyasal-farmakolojik birer aygıt gibi çalışırlar. Her madde zamanla kendi avadanlığını ve ritüellerini yaratırken, damakta bıraktığı tat ve bedende uyandırdı ...