Hereke'de zeytinlikler, üzüm bağları, kiraz bahçeleri, ayva ve nar ağaçları arasında doğmuş bir çocuk düşünün. Yüzünü yağmurlara bilerek tutmuş, ayakkabılarını çamura bilerek basmış olsun. Bilge bir büyükbaba, görmüş geçirmiş büyükannenin sesleriyle, nazarları ve özel ilgisiyle büyümüş bulunsun o çocuk. Sonra da, öğretmenlerinin, yakın komşularının sevgisiyle donansın. Anne ve babanın şefkatiyle serpilip gelişsin. Ne olur o sonunda? Bıkmaz usanmaz bir tabiat tutkunu, çiçeğe böceğe, gezmeye tozma ...