Denizaşırı küçük bir sömürge adasının el değmemiş ve yabani atmosferinde saplantı, hırs, kıstırılmışlık ve çıkarcı hesaplarla dolu günlerin orta yerinde Almayer'in "Sırça Köşkü" tüm heybetiyle durur. Bu köşk, içinde yaşamanın gerçekleşmeyen bir hayal olduğu gösterişli bir ev midir? Damarları yakıp kavuran bir zehir, yani altın saplantısı mı? Yoksa küstah Almayer'in, o çok sevdiği kızı Nina'nın kötücül annesi ve onun yerli akrabalarına karşı duyduğu küçümseme mi?
Joseph Conrad'ın ilk r ...