Bu kitap, ahlâkın gücü ve işlevlerini önemli ölçüde hukuka ve siyasete bıraktığı modern dönemde
ahlâk alanında bir krizle karşı karşıya olduğumuz kabulüyle yazılmıştır. Kriz hem modern dönemi
inşa eden Batı düşüncesinde hem de Batı düşüncesinin şu veya bu açıdan etkisinde kalan diğer
medeniyetlerde kendisini hissettirmektedir. Bugün ahlâkın fâili olarak insan, iyinin yitirildiği ve
ahlâkın asli sorusunun unutulduğu bir bireysel ve toplumsal hayata mahkûm olmakla
sınanmak ...